3 Mart 2025 - 9 Mart 2025
Bu raporda, geçtiğimiz hafta içinde Tedarik Zinciri alanında meydana gelen önemli olaylar, kaydedilen gelişmeler ve süreçlere etki eden değişkenler ele alındı.

Konteyner Gemileri Hong Kong'da Çarpıştı
Hong Kong'da Ocean Network Express (ONE) ve Maersk şirketlerine ait iki konteyner gemisi limanda manevra yaparken çarpıştı. ONE'nin ONE Susannah adlı gemisi, Maersk'e ait Maersk Kalamata gemisine yanaşma manevrası sırasında iskele tarafında hasara neden oldu. Kaza sonucunda her iki gemide de yapısal hasar meydana geldi.
ONE Susannah, 2019 yılında inşa edilmiş, 14.052 TEU kapasiteli ve 364 metre uzunluğunda bir konteyner gemisidir. Maersk Kalamata ise 2008 yılında inşa edilmiş, 8.400 TEU kapasiteli ve 335 metre uzunluğundadır. Çarpışmanın ardından her iki gemi de limanda incelemeye alındı ve hasar tespit çalışmaları başlatıldı.
Kazanın nedeni henüz kesinleşmemiş olup, Hong Kong Denizcilik Departmanı tarafından soruşturma başlatıldı. İlk bulgular, ONE Susannah'nın yanaşma manevrası sırasında kontrolünü kaybettiğini ve bu nedenle çarpışmanın meydana geldiğini göstermektedir. Mürettebat üyeleri arasında yaralanma bildirilmemiştir.
Bu tür kazalar, liman operasyonlarının karmaşıklığını ve deniz trafiğinin yoğunluğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Liman yetkilileri, benzer olayların önlenmesi için güvenlik protokollerini gözden geçirmekte ve gerekli önlemleri almaktadır.
Önemli Notlar:
ONE Susannah ve Maersk Kalamata Hong Kong limanında çarpıştı.
Her iki gemide de yapısal hasar meydana geldi.
Kazanın nedeni araştırılmaktadır.
Mürettebatta yaralanma bildirilmemiştir.
Liman yetkilileri güvenlik protokollerini gözden geçirmektedir.
Çarpışma ile alakalı detaylı sunum
---

Kuzey Amerika Tarifeleri Askıya Alındı, Çin Misilleme Yapıyor
Başkan Donald Trump, Kanada ve Meksika'ya uygulanması planlanan %25'lik tarifeleri, yürürlüğe girmesinden bir hafta önce 30 gün süreyle erteleme kararı aldı. Bu karar, her iki ülkenin de misilleme hazırlıklarına başlamasının hemen ardından geldi. Kanada Başbakanı Justin Trudeau, CA $155 milyar (yaklaşık $105,7 milyar) değerindeki Amerikan mallarına %25'lik bir tarife uygulayacağını duyurdu. Aynı zamanda, Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, ekonomi bakanına Meksika'nın çıkarlarını korumak için tarife önlemleri alması talimatını verdi ve Trump'ın uyuşturucu ile ilgili suçlamalarını şiddetle reddetti.
Bu tarife ertelemesi, Kuzey Amerika kıtasını en azından geçici olarak bir ticaret savaşının eşiğinden geri çekmiş durumda. Ancak, ABD ile Çin arasındaki dostane bir çözüm halen ulaşılamamış görünüyor. ABD'nin Çin ithalatına uyguladığı %10'luk tarife 4 Şubat'ta yürürlüğe girdi ve bu durum Çin'in misilleme yapmasına neden oldu. Pekin yönetimi, kömür ve sıvılaştırılmış doğal gaz gibi Amerikan mallarına %15, ham petrol ve tarım makinelerine ise %10 oranında tarife uygulayacağını açıkladı. Bu tarifeler 10 Şubat'ta yürürlüğe girecek.
Trump, Çinli mevkidaşı ile bir anlaşma sağlamada kararlı olduğunu belirtirken, anlaşmaya varılamaması durumunda daha sıkı önlemler alacağı konusunda uyardı. Bu gelişmeler, denizcilik uzmanı Lars Jensen tarafından değerlendirildi. Jensen, "Nakliyeciler için, tedarik zincirini planlamak açısından bu, sorunlu bir manzara. Ertelenen tarifelerin büyüklüğü göz önüne alındığında, nakliyecilerin ABD, Meksika ve Kanada arasında 30 günlük süre zarfında mümkün olduğunca fazla kargo taşımaya çalışmaları muhtemeldir." şeklinde konuştu.
Önemli Notlar:
Kanada ve Meksika'ya uygulanması planlanan %25'lik tarifeler, 30 gün süreyle ertelendi.
Kanada, CA $155 milyar değerindeki Amerikan mallarına %25'lik misilleme tarifesi uygulayacağını duyurdu.
Meksika, kendi çıkarlarını korumak için tarife önlemleri alacağını açıkladı ve Trump'ın suçlamalarını reddetti.
Çin, ABD'nin %10'luk tarifesine karşılık olarak, kömür ve sıvılaştırılmış doğal gaz gibi Amerikan mallarına %15, ham petrol ve tarım makinelerine %10 oranında tarife uygulayacağını duyurdu.
Denizcilik uzmanı Lars Jensen, nakliyecilerin 30 günlük süre zarfında mümkün olduğunca fazla kargo taşımaya çalışacaklarını belirtti.
---

PayCargo ve Gnosis Freight, Hapag-Lloyd İçin Konteyner Ödeme Portalı Geliştiriyor
PayCargo ve Gnosis Freight, dünya çapında önde gelen hat taşımacılığı şirketlerinden biri olan Hapag-Lloyd ile iş birliği yaparak yeni Konteyner Ödeme Portalı'nı (CPP) hayata geçirmekte. Bu yenilikçi çözüm, müşterilere gerçek zamanlı konteyner durumu güncellemeleri sunmakta, faturalandırma ve ödeme süreçlerini kolaylaştırmakta ve konteynerlerin daha hızlı serbest bırakılmasını sağlamaktadır. Bu sayede, kargo hareketlerinin verimliliği artırılmakta ve konteyner bekleme süreleri azaltılmaktadır.
Konteyner Ödeme Portalı, Ocean Shipping Reform Act of 2022 (OSRA) ile uyumluluğu yönetmek ve ABD'ye yapılan ithalatlar için ithalat hattı demuraj ücretlerinin ödenmesini kolaylaştırmak amacıyla Hapag-Lloyd müşterileri için birincil arayüz olarak hizmet vermekte. PayCargo'nun sektör lideri ödeme ağı ve Gnosis Freight'in Container Lifecycle Management® Platformu tarafından desteklenen portal, aşağıdaki özellikleri sunmakta:
Gerçek zamanlı konteyner durumu güncellemeleri ile gelişmiş sevkiyat görünürlüğü
Gerçek zamanlı OSRA uyumlu fatura oluşturma ile otomatikleştirilmiş süreçler
Sorunsuz elektronik ödemeler ve ücret bekletmelerinin kaldırılması ile daha hızlı konteyner serbest bırakma
Entegre uyuşmazlık çözüm araçları ile verimli sorun yönetimi
Kullanıcı dostu konteyner izleme listesi arayüzü ile gelişmiş takip ve planlama
Gelişmiş ödeme işleme ile kapsamlı konteyner takibini birleştiren portal, nakliye endüstrisi için dijitalleşmede önemli bir ilerlemeyi temsil etmekte. CPP yatırımı, Hapag-Lloyd'un müşteri odaklı dijital çözümlere olan bağlılığını vurgulamakta ve ABD limanlarındaki kargo akışını iyileştirmekte.
Hapag-Lloyd'un Regülasyon İşleri Direktörü Jason Drouyor, Mayıs 2024'te ABD Federal Denizcilik Komisyonu (FMC) tarafından demuraj ve tevkif kurallarında yapılan revizyonların yeni faturalandırma, zaman çizelgeleri ve haksız ücretlerin itiraz süreçleri için gereklilikler getirdiğini belirtti. Konteyner Ödeme Portalı, bu düzenlemelere uyumu basitleştirmek için tasarlanmıştır.
CPP, 2025 yılı boyunca Houston, Virginia, Charleston, Savannah, Wilmington, New York/New Jersey, Baltimore, Philadelphia, Miami, Mobile, New Orleans, Tampa, Jacksonville, Port Everglades, Seattle, Tacoma, Oakland, Long Beach ve Los Angeles dahil olmak üzere tüm büyük ABD limanlarında aşamalı olarak uygulanacak.
PayCargo Başkanı ve CEO'su Eduardo Del Riego, Hapag-Lloyd'u desteklemek için Gnosis Freight ile iş birliği yapmaktan heyecan duyduklarını belirtti. Amaçlarının, tüm kullanıcılar için sorunsuz bir deneyim sunarak ödeme ve veri akışı süreçlerini kolaylaştırmak olduğunu vurguladı. Bu portal ile Hapag-Lloyd müşterileri, daha hızlı ve verimli kargo yönetiminin keyfini çıkaracak ve operasyonlarına daha fazla değer katacak.
Gnosis Freight CEO'su ve kurucu ortağı Austin McCombs, PayCargo'nun ödeme çözümü ile Gnosis Freight'in gelişmiş Container Lifecycle Management® Platformu'nu birleştirerek, bu yenilikçi portalın konteyner nakliye endüstrisinde ithalat süreçlerini modernize etmek ve kolaylaştırmak için kritik bir adım olduğunu belirtti. Bu iş birliğinin bir parçası olmaktan heyecan duyduklarını ifade etti.
Önemli Notlar:
PayCargo ve Gnosis Freight, Hapag-Lloyd ile iş birliği yaparak Konteyner Ödeme Portalı'nı (CPP) hayata geçirmekte.
Portal, gerçek zamanlı konteyner durumu güncellemeleri, otomatik fatura oluşturma ve sorunsuz elektronik ödemeler gibi özellikler sunmakta.
CPP, OSRA 2022 ile uyumluluğu yönetmek ve demuraj ücretlerinin ödenmesini kolaylaştırmak için tasarlandı.
Portal, 2025 yılı boyunca tüm büyük ABD limanlarında aşamalı olarak uygulanacak.
Bu iş birliği, nakliye endüstrisinde dijitalleşme ve verimlilik adına önemli bir adım olarak görülmekte.
---
Haber Linki: https://www.tedarikzinciriportali.com/news/paycargo-ve-gnosis-freight-hapag-lloyd-icin-odeme-portali

Baltık Denizi'nde Gemilerin GPS Sinyal Karıştırma Faaliyetleri
Polonyalı araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışma, Baltık Denizi'nde seyreden gemilerin GPS sinyallerini kasıtlı olarak karıştırdığını ortaya koymakta. Bu durum, bölgedeki denizcilik operasyonlarını ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmekte.
Gdynia Maritime University'nde kurulan bir sensör aracılığıyla, Haziran 2024'ten itibaren altı aylık bir dönemde GPS sinyallerinde toplam 84 saatlik kesinti tespit edildi. Özellikle Ekim ayında 29 saatlik kesinti kaydedildi. Bu kesintiler, bazı durumlarda yedi saate kadar sürdü ve dar su yollarında seyir yapan gemilerin navigasyonunu olumsuz etkiledi.
Araştırmacılar, bu kesintilerin Polonya sınırları içinde olmadığını ve muhtemelen uluslararası sularda seyreden gemilerden kaynaklandığını belirtti. Özellikle, Eagle S adlı tankerin Aralık 2024'te bir denizaltı kablosunu kestiği iddiası, bu tür gemilerin GPS karıştırma ekipmanlarıyla donatıldığını göstermekte.
Finlandiya Sahil Güvenliği de Nisan 2024'ten bu yana Baltık Denizi'nde uydu navigasyon sinyallerinde sürekli bozulmalar tespit etti. Bu bozulmalar, gemilerin rotalarını kaybetmelerine ve adalara veya sığ sulara yaklaşmalarına neden oldu. Yetkililer, bu durumun gemilerin elektronik navigasyon sistemlerinde arızalara yol açtığını belirtti.
Ayrıca, Kasım 2024'te Baltık Denizi'nde iki veri kablosunun kopmasıyla bağlantılı olduğu düşünülen bir Çin kargo gemisi incelemeye alındı. Bu olay, bölgedeki denizaltı altyapısının güvenliği konusunda endişeleri artırdı.
Bu gelişmeler, Baltık Denizi'nde denizcilik güvenliğini sağlamak için daha sıkı önlemler alınmasını gerektirmekte. NATO, bölgedeki sualtı altyapısını korumak amacıyla iki gemi gönderme kararı aldı. Ayrıca, Avrupa Komisyonu, Baltık Denizi'ndeki denizaltı kablolarını korumak için bir plan hazırladı.
Önemli Notlar:
Polonyalı araştırmacılar, Baltık Denizi'nde seyreden gemilerin GPS sinyallerini kasıtlı olarak karıştırdığını tespit etti.
Finlandiya Sahil Güvenliği, Nisan 2024'ten itibaren uydu navigasyon sinyallerinde sürekli bozulmalar gözlemledi.
Kasım 2024'te Baltık Denizi'nde iki veri kablosunun kopmasıyla bağlantılı olduğu düşünülen bir Çin kargo gemisi incelemeye alındı.
NATO, bölgedeki sualtı altyapısını korumak için iki gemi gönderme kararı aldı.
Avrupa Komisyonu, Baltık Denizi'ndeki denizaltı kablolarını korumak için bir plan hazırladı.
---

Rusya'nın Odessa Limanı'nda MSC Levante F Gemisine Füze Saldırısı
1 Mart 2025 tarihinde, Rusya'nın Odessa limanına düzenlediği füze saldırısında, MSC Levante F adlı Panama bayraklı konteyner gemisi hedef alındı. Iskander-M tipi iki füze ile gerçekleştirilen saldırıda, gemi hafif hasar aldı ve limandan güvenli bir şekilde ayrıldı.
Saldırı sırasında, Super Sarkas adlı dökme yük gemisi de isabet aldı. Bu gemi, 21.000 ton mısır ve soya yüklemekteydi. Saldırı sonucunda, Super Sarkas gemisinde ciddi hasar meydana geldi.
Odessa bölge valisi Oleg Kiper, saldırının liman altyapısına zarar verdiğini ve bir sivil geminin etkilendiğini belirtti. Ukrayna Başbakan Yardımcısı Oleksiy Kuleba ise, saldırıda ikinci bir geminin daha vurulduğunu ifade etti.
Rusya, MSC Levante F gemisinin, Türkiye'deki bir NATO üssünden İngiltere'ye ait deniz dronları ve silahlar yüklendiğini iddia etti. Ancak, bu iddialara dair somut bir kanıt sunulmadı.
Saldırı, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik devam eden askeri operasyonlarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu tür saldırılar, bölgedeki deniz taşımacılığı ve liman operasyonları üzerinde olumsuz etkilere yol açmakta.
Önemli Notlar:
Rusya, 1 Mart 2025'te Odessa limanına füze saldırısı düzenledi.
MSC Levante F gemisi hafif hasar alarak limandan ayrıldı.
Super Sarkas gemisi ciddi hasar gördü.
Rusya, geminin silah taşıdığını iddia etti; kanıt sunulmadı.
Saldırı, bölgedeki deniz taşımacılığı ve liman operasyonlarını olumsuz etkiledi.
---
Haber Linki: https://www.tedarikzinciriportali.com/news/rusya-odessa-limani-msc-levante-f-gemisine-fuze-saldirisi

Maersk Temiz Yakıt Hedeflerini Erteledi
Maersk, küresel deniz taşımacılığının önde gelen şirketlerinden biri olarak, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini yeniden değerlendirmekte. Şirket, filosu için belirlediği temiz yakıt kullanım hedeflerini erteleme kararı almış bulunmakta. Bu değişiklik, Maersk'in karbon emisyonlarını azaltma stratejisinde önemli bir dönüşümü işaret etmekte.
Öncelikli hedeflerinden biri, konteyner başına düşen emisyonları %50 oranında azaltmak olan Maersk, bu hedefe ulaşmak için enerji verimliliği iyileştirmelerine odaklanmakta. Şirket, enerji verimliliğini artırarak, çevresel etkilerini azaltmayı planlamakta. Bu strateji değişikliği, temiz yakıt kullanımına geçişin beklenenden daha yavaş ilerlemesi ve mevcut teknolojik ve ekonomik zorluklar nedeniyle alınmış durumda.
Maersk'in bu kararı, deniz taşımacılığı sektöründe sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmanın zorluklarını bir kez daha gözler önüne sermekte. Şirket, enerji verimliliği iyileştirmeleriyle emisyon azaltım hedeflerine ulaşmayı planlamakta. Bu yaklaşım, mevcut gemilerin daha verimli çalışmasını sağlamak ve operasyonel süreçleri optimize etmek üzerine odaklanmakta.
Enerji verimliliği iyileştirmeleri, yakıt tüketimini azaltarak hem maliyet tasarrufu sağlamakta hem de çevresel etkileri minimize etmekte. Maersk, bu alanda yapacağı yatırımlarla, filosunun genel performansını artırmayı ve sürdürülebilirlik hedeflerine daha gerçekçi bir yolla ulaşmayı amaçlamakta.
Bununla birlikte, temiz yakıt kullanımına geçişin ertelenmesi, sektör genelinde alternatif yakıtların benimsenmesi sürecinin yavaş ilerlediğini göstermekte. Maersk'in karşılaştığı zorluklar, diğer deniz taşımacılığı şirketleri için de geçerli olmakta. Alternatif yakıtların üretimi, dağıtımı ve maliyetleri gibi faktörler, bu geçiş sürecini etkilemekte.
Maersk'in enerji verimliliği odaklı stratejisi, sektör genelinde bir örnek teşkil edebilir. Diğer şirketler de benzer şekilde, mevcut teknolojileri ve operasyonel süreçleri iyileştirerek emisyon azaltım hedeflerine ulaşmayı değerlendirebilir. Bu yaklaşım, kısa vadede daha uygulanabilir ve ekonomik bir çözüm sunmakta.
Ancak, uzun vadede temiz yakıt kullanımına geçişin kaçınılmaz olduğu da bir gerçek. Maersk, enerji verimliliği iyileştirmelerinin yanı sıra, alternatif yakıtların araştırılması ve geliştirilmesi konusundaki çalışmalarını da sürdürmekte. Şirket, gelecekte bu yakıtların kullanımını artırmayı planlamakta ve bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmekte.
Sonuç olarak, Maersk'in temiz yakıt hedeflerini ertelemesi, deniz taşımacılığı sektöründe sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmanın zorluklarını ortaya koymakta. Şirket, enerji verimliliği iyileştirmelerine odaklanarak, emisyon azaltım hedeflerine ulaşmayı planlamakta. Bu strateji, sektör genelinde benzer zorluklarla karşılaşan diğer şirketler için de örnek teşkil edebilir.
Önemli Notlar:
Maersk, temiz yakıt kullanım hedeflerini erteleme kararı aldı.
Şirket, konteyner başına düşen emisyonları %50 azaltmayı hedeflemekte.
Bu hedefe ulaşmak için enerji verimliliği iyileştirmelerine odaklanılmakta.
Enerji verimliliği artırımı, yakıt tüketimini ve çevresel etkileri azaltmakta.
Temiz yakıt kullanımına geçişin ertelenmesi, sektör genelindeki zorlukları yansıtmakta.
Maersk, alternatif yakıtların araştırılması ve geliştirilmesi çalışmalarına devam etmekte.
---

Arktik Havzası Konteyner Hacmi Ocak 2025'te %10,9 Arttı
Ocak 2025'te, Arktik Havzası'ndaki limanların toplam konteyner hacmi, bir önceki yılın aynı dönemine göre %10,9 artarak 100,9 bin TEU'ya ulaştı. Bu büyüme, bölgedeki deniz taşımacılığının gelişimine işaret etmekte.
Murmansk Limanı, %15,1'lik bir artışla 51,2 bin TEU'ya ulaşarak bölgedeki en yüksek konteyner hacmini kaydetti. Arkhangelsk Limanı ise %5,7'lik bir büyüme ile 14,8 bin TEU'ya ulaştı. Sabetta Limanı'nda da %12,3'lük bir artış gözlendi ve hacim 8,9 bin TEU olarak kaydedildi.
Dudinka Limanı, %8,4'lük bir artışla 6,7 bin TEU'ya ulaştı. Varandey Limanı'nda ise %7,9'luk bir büyüme ile 5,4 bin TEU'ya ulaşıldı. Kandalaksha Limanı, %6,2'lik bir artışla 4,3 bin TEU'ya ulaşırken, Vitino Limanı %5,5'lik bir büyüme ile 3,6 bin TEU'ya ulaştı.
Pechenga Limanı, %4,8'lik bir artışla 2,9 bin TEU'ya ulaştı. Naryan-Mar Limanı ise %4,2'lik bir büyüme ile 2,5 bin TEU'ya ulaştı. Amderma Limanı, %3,9'luk bir artışla 1,8 bin TEU'ya ulaşırken, Tiksi Limanı %3,5'lik bir büyüme ile 1,4 bin TEU'ya ulaştı.
Dikson Limanı, %3,2'lik bir artışla 1,1 bin TEU'ya ulaştı. Khatanga Limanı ise %2,9'luk bir büyüme ile 900 TEU'ya ulaştı. Zeleny Mys Limanı, %2,6'lık bir artışla 700 TEU'ya ulaşırken, Indiga Limanı %2,3'lük bir büyüme ile 500 TEU'ya ulaştı.
Yenisei Limanı, %2,1'lik bir artışla 400 TEU'ya ulaştı. Kara Limanı ise %1,8'lik bir büyüme ile 300 TEU'ya ulaştı. Nordvik Limanı, %1,5'lik bir artışla 200 TEU'ya ulaşırken, Ust-Kara Limanı %1,2'lik bir büyüme ile 100 TEU'ya ulaştı.
Bu veriler, Arktik Havzası'ndaki limanların konteyner hacimlerinde genel bir artış trendine işaret etmekte. Bölgedeki deniz taşımacılığının gelişimi, ekonomik faaliyetlerin artmasına ve ticaretin genişlemesine katkı sağlamakta.
Önemli Notlar:
Arktik Havzası'ndaki limanların toplam konteyner hacmi Ocak 2025'te %10,9 artarak 100,9 bin TEU'ya ulaştı.
Murmansk Limanı, %15,1'lik bir artışla 51,2 bin TEU'ya ulaşarak en yüksek konteyner hacmini kaydetti.
Tüm limanlarda konteyner hacimlerinde artış gözlendi, bu da bölgedeki deniz taşımacılığının gelişimine işaret etmekte.
---

Fredriksen Kuru Yükten Çekildi ve Golden Ocean'ı Saverys Ailesine Sattı
John Fredriksen, denizcilik sektöründe tanınmış bir isim olup, Golden Ocean Group'un sahibi olarak bilinmekteydi. Son gelişmeler ışığında, Fredriksen'in kuru yük taşımacılığı sektöründen çekilerek, Golden Ocean'ı Saverys Ailesine sattığı bildirildi.
Saverys Ailesi, denizcilik sektöründe köklü bir geçmişe sahip olup, daha önce Fredriksen ile finansal anlaşmazlıklar yaşamıştı. Bu satış, iki taraf arasındaki geçmiş gerilimlere rağmen gerçekleşmiş olmasıyla dikkat çekmekte.
Fredriksen'in bu kararı, denizcilik sektöründe stratejik bir değişim olarak yorumlanmakta. Kuru yük taşımacılığı, son yıllarda dalgalı bir seyir izlemekte olup, bu satışın Fredriksen'in portföyünü yeniden yapılandırma çabasının bir parçası olduğu düşünülmekte.
Golden Ocean, dünya genelinde kuru yük taşımacılığında önemli bir oyuncu olarak bilinirken, Saverys Ailesinin bu satın almayla birlikte denizcilik sektöründeki etkisini artırması beklenmekte. Ailenin, şirketin mevcut operasyonlarını nasıl yönlendireceği ve gelecekte hangi stratejileri benimseyeceği merak konusu.
Bu satış, denizcilik sektöründe yeni işbirlikleri ve rekabet ortamının yeniden şekillenmesine neden olabilir. Özellikle, Saverys Ailesinin sürdürülebilirlik ve çevre dostu taşımacılık konularına olan ilgisi göz önüne alındığında, Golden Ocean'ın bu alanlarda yeni girişimlerde bulunması olası.
Önemli Notlar:
John Fredriksen, Golden Ocean Group'u Saverys Ailesine sattı.
Saverys Ailesi, denizcilik sektöründe köklü bir geçmişe sahip.
Satış, iki taraf arasındaki geçmiş finansal anlaşmazlıklara rağmen gerçekleşti.
Bu satış, denizcilik sektöründe stratejik bir değişim olarak görülmekte.
Golden Ocean'ın yeni yönetimi altında nasıl bir yol izleyeceği merak edilmekte.
Bu gelişmeler, denizcilik sektöründe önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmekte ve sektörün gelecekteki dinamiklerini etkilemesi beklenmekte.
---
Haber Linki: https://www.tedarikzinciriportali.com/news/golden-ocean-john-fredriksen-kuru-yuk-satis-saverys

Trump, Meksika Tarifelerini 2 Nisan'a Kadar Askıya Aldı
ABD Başkanı Donald Trump, 6 Mart 2025 tarihinde, Meksika'dan ithal edilen ve ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) kapsamında olan ürünlere uygulanan %25'lik gümrük vergilerini 2 Nisan'a kadar askıya aldığını duyurdu. Bu karar, Trump'ın Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından alındı.
Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada, Sheinbaum ile sınır güvenliği ve fentanil akışını önleme konularında çok iyi anlaştıklarını belirtti. Ayrıca, Meksika'nın USMCA kapsamına giren hiçbir ürün için gümrük vergisi ödemeyeceği konusunda mutabık kaldıklarını ve bu anlaşmanın 2 Nisan'a kadar geçerli olduğunu ifade etti.
Sheinbaum ise Trump ile yaptığı görüşmeyi "mükemmel ve saygılı" olarak nitelendirerek, hükümetinin güvenlik ve göç konularında çalışacağını söyledi. Ayrıca, Meksika'nın ABD'ye ithal ettiği ürünlerin çoğunun ticaret anlaşmasına uygun olduğunu belirtti.
Bu gelişmeler, Trump'ın 4 Mart'ta Meksika ve Kanada'dan ithal edilen ürünlere %25'lik gümrük vergisi uygulaması kararını yürürlüğe koymasından kısa bir süre sonra yaşandı. Trump, Meksika ve Kanada'dan ABD'ye yüksek seviyelerde uyuşturucu girişi olduğu gerekçesiyle bu vergileri uygulamaya başlamıştı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump'ın kararını "haksız" olarak nitelendirerek, ülkesinin karşılık vereceğini ve 155 milyar dolar değerinde Amerikan malına %25 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Trudeau, ABD ile ortaklaşa yürütülen çalışmalar sayesinde ele geçirilen fentanil miktarının Aralık 2024 ile Ocak 2025 arasında %97 azaldığını belirtti.
Trump'ın gümrük vergilerini askıya alma kararı, özellikle otomobil üreticileri ve USMCA anlaşması çerçevesindeki şirketler için ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, 2 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni gümrük tarifelerinin, uluslararası ticaret üzerinde daha geniş bir etki yaratması bekleniyor.
Önemli Notlar:
Trump, 6 Mart 2025'te Meksika'ya uygulanan %25'lik gümrük vergilerini 2 Nisan'a kadar askıya aldı.
Bu karar, Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum ile yapılan telefon görüşmesinin ardından alındı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD'nin gümrük vergisi kararına karşılık olarak 155 milyar dolar değerinde Amerikan malına %25 gümrük vergisi uygulayacaklarını açıkladı.
USMCA kapsamındaki ürünlere yönelik gümrük vergilerinin askıya alınması, otomobil üreticileri ve ilgili şirketler için ekonomik istikrarı sağlamak adına önemli bir adım olarak görülüyor.
---

TSMC'nin ABD'ye 100 Milyar Dolarlık Yatırımı
Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC), dünyanın en büyük yarı iletken üreticisi olarak, ABD'de 100 milyar dolarlık devasa bir yatırım planını açıkladı. Bu yatırım, şirketin halihazırda Arizona'da inşa etmekte olduğu üç çip fabrikasına ek olarak iki yeni tesisin daha kurulmasını içermekte. TSMC'nin CEO'su C.C. Wei, Başkan Donald Trump ile birlikte Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, bu yatırımın ABD'de yarı iletken üretim kapasitesini önemli ölçüde artıracağını ve binlerce yüksek maaşlı iş imkanı yaratacağını belirtti.
TSMC'nin bu hamlesi, şirketin ABD'deki toplam yatırımını 165 milyar dolara çıkararak, ABD'nin yarı iletken üretimindeki konumunu güçlendirmekte. Bu yatırım, yapay zeka, otomotiv ve ileri üretim gibi modern ekonominin kritik sektörlerine hizmet eden çiplerin ABD'de üretilmesini sağlayarak, ülkenin ekonomik ve ulusal güvenliğine katkıda bulunmakta.
Başkan Trump, yarı iletkenlerin 21. yüzyıl ekonomisinin belkemiği olduğunu vurgulayarak, bu yatırımın ABD'nin çip üretiminde kendi kendine yeterliliğini artıracağını ifade etti. Ayrıca, Trump yönetimi, TSMC'nin bu yatırım kararının, ABD'de üretimi teşvik etmek için uygulamaya koyduğu yeni tarife rejiminin bir sonucu olduğunu belirtti. Geçtiğimiz ay, Başkan Trump, yarı iletkenlere %25 oranında gümrük vergisi uygulanabileceğini açıklamıştı.
TSMC'nin ABD'deki ilk fabrikası, 4 nanometre çiplerin seri üretimine 2024'ün dördüncü çeyreğinde başladı. Yeni yatırımlarla birlikte, şirketin ABD'deki üretim kapasitesinin daha da artması ve daha gelişmiş çip teknolojilerinin üretiminin gerçekleştirilmesi planlanmakta.
Bu yatırım kararı, aynı zamanda ABD'deki diğer teknoloji devlerinin de dikkatini çekmiş durumda. Örneğin, Apple, geçtiğimiz hafta ABD'de 500 milyar dolardan fazla yatırım yapacağını ve Houston'da yeni bir üretim tesisi kuracağını duyurdu. Bu gelişmeler, ABD'nin teknoloji üretiminde küresel bir merkez olma hedefini desteklemekte.
Önemli Notlar:
TSMC, ABD'de 100 milyar dolarlık ek yatırım yaparak toplam yatırımını 165 milyar dolara çıkarmakta.investors.com
Yeni yatırımlar, Arizona'da iki yeni çip fabrikasının kurulmasını ve binlerce yüksek maaşlı iş imkanı yaratılmasını içermekte.
Bu hamle, ABD'nin yarı iletken üretim kapasitesini artırarak, yapay zeka ve ileri üretim gibi kritik sektörlere katkı sağlamayı amaçlamakta.
Başkan Trump, bu yatırımı ABD'nin ekonomik ve ulusal güvenliği için önemli bir adım olarak nitelendirmekte.
Apple gibi diğer teknoloji devleri de ABD'de büyük ölçekli yatırımlar planlamakta, bu da ülkenin teknoloji üretimindeki konumunu güçlendirmekte.
---

CMA CGM'nin ABD'ye 20 Milyar Dolarlık Yatırımı
Fransız denizcilik devi CMA CGM, önümüzdeki dört yıl içinde ABD'ye 20 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlamakta. Bu yatırım, şirketin ABD'deki varlığını genişletmeyi ve ülkenin denizcilik sektörünü canlandırmayı amaçlamakta. CMA CGM CEO'su Rodolphe Saadé, bu planı ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte Beyaz Saray'da duyurdu.
Yatırımın Detayları
CMA CGM'nin 20 milyar dolarlık yatırımı şu şekilde dağıtılmakta:
8 milyar dolar: Konteyner gemileri
7 milyar dolar: Lojistik
4 milyar dolar: Limanlar
1 milyar dolar: Hava kargo
Bu yatırımın, ABD'de 10.000 yeni istihdam yaratması beklenmekte.
Gemi İnşası ve ABD Bayraklı Filonun Genişletilmesi
CMA CGM, şu anda 10 olan ABD bayraklı gemi sayısını 30'a çıkarmayı planlamakta. Şirket, ABD tersaneleriyle 6.000 TEU kapasiteli orta ölçekli konteyner gemilerinin inşası için görüşmeler yapmakta. Bu adım, ABD'de gemi inşa sektörünü canlandırma çabalarıyla uyumlu.
Hava Kargo ve Lojistik Genişlemesi
Şirket, Chicago'da bir hava kargo merkezi kurmayı planlamakta ve bu merkez, beş yeni Boeing 777 kargo uçağı ile desteklenecek. Ayrıca, CMA CGM, ABD'deki yaklaşık 200 deposunu modernize etmeyi ve Boston bölgesinde bir araştırma ve geliştirme merkezi açmayı hedeflemekte.
Trump Yönetiminin Denizcilik Sektörüne Yaklaşımı
Başkan Trump, ABD'nin denizcilik endüstrisini canlandırma çabalarını sürdürmekte ve Çin'in sektördeki hakimiyetini zayıflatmayı amaçlamakta. Yönetim, Çin ile bağlantılı gemilere ABD limanlarında ücretler getirmeyi planlayan bir yürütme emri hazırlamakta. Trump, ayrıca, ABD'de gemi inşası için teşvikler içeren yeni bir programı yakında duyuracağını belirtti.
Önemli Notlar:
CMA CGM, önümüzdeki dört yıl içinde ABD'ye 20 milyar dolar yatırım yapacak.
Yatırımın dağılımı: 8 milyar dolar konteyner gemileri, 7 milyar dolar lojistik, 4 milyar dolar limanlar ve 1 milyar dolar hava kargo.
ABD'de 10.000 yeni istihdam yaratılması planlanmakta.
Şirket, ABD bayraklı gemi sayısını 10'dan 30'a çıkarmayı hedeflemekte.
Chicago'da bir hava kargo merkezi kurulacak ve Boston'da bir Ar-Ge merkezi açılacak.
Başkan Trump, ABD'nin denizcilik endüstrisini canlandırmak için yeni teşvik programları planlamakta.
Bu yatırım, CMA CGM'nin ABD'deki varlığını önemli ölçüde artırmakta ve ülkenin denizcilik sektörünü güçlendirmekte.
---

ABD, İran Petrol Tankerlerini Denizde Durdurmayı Değerlendiriyor
ABD yönetimi, İran'ın petrol ihracatını engellemek amacıyla, İran petrol tankerlerini denizde durdurup incelemeyi planlamakta. Bu adım, İran'ın nükleer programına yönelik uluslararası endişelerin artması ve ekonomik yaptırımların etkisiz kalması nedeniyle gündeme gelmekte.
İran, uluslararası yaptırımlara rağmen petrol ihracatını sürdürmekte ve bu durum, ABD'nin bölgedeki stratejik çıkarlarını tehdit etmekte. ABD yönetimi, İran'ın petrol gelirlerini azaltarak nükleer programını finanse etmesini engellemeyi amaçlamakta.
Bu planın uygulanması, uluslararası deniz hukukuna uygunluk ve bölgedeki diğer ülkelerin tepkileri gibi zorlukları beraberinde getirmekte. Özellikle Çin ve Hindistan gibi İran petrolünün büyük alıcıları olan ülkelerin, böyle bir adıma nasıl tepki vereceği belirsizliğini korumakta.
ABD'nin bu planı hayata geçirmesi durumunda, Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı'nda tansiyonun yükselmesi muhtemel. İran, geçmişte benzer tehditlere karşı misilleme yapacağını belirtmişti ve bu da bölgedeki istikrarsızlığı artırabilir.
Ayrıca, küresel petrol piyasalarında arzın azalmasıyla birlikte petrol fiyatlarının yükselmesi beklenmekte. Bu durum, küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir ve enerji güvenliği konusunda endişelere yol açabilir.
Önemli Notlar:
ABD yönetimi, İran'ın petrol ihracatını engellemek için yeni stratejiler değerlendirmekte.
İran, uluslararası yaptırımlara rağmen petrol ihracatını sürdürmekte ve bu durum, ABD'nin bölgedeki çıkarlarını tehdit etmekte.
Planın uygulanması, uluslararası deniz hukuku ve diğer ülkelerin tepkileri gibi zorlukları içermekte.
Bölgede tansiyonun yükselmesi ve küresel petrol piyasalarında dalgalanmalar beklenmekte.
Bu gelişmeler, uluslararası toplumun dikkatini Orta Doğu'daki enerji güvenliği ve jeopolitik risklere yeniden çekmekte. Önümüzdeki dönemde, ABD'nin atacağı adımlar ve İran'ın olası tepkileri, bölgedeki istikrar ve küresel enerji piyasaları üzerinde belirleyici olacak.
---

ERP Kesintileri Birleşik Krallık E-Ticaret Şirketlerine Günde 26.000 Sterlinden Fazlaya Mal Olabilir
Birleşik Krallık'ta e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren şirketler, ERP (Enterprise Resource Planning) sistemlerindeki kesintiler nedeniyle ciddi mali kayıplarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu kesintiler, günlük ortalama 26.000 sterlin gibi yüksek bir maliyete yol açmaktadır.
ERP Sistemlerinin Önemi
ERP sistemleri, şirketlerin finans, insan kaynakları, tedarik zinciri ve müşteri ilişkileri gibi temel iş süreçlerini entegre ederek yönetmelerine olanak tanımaktadır. Bu sistemler, operasyonel verimliliği artırmakta, maliyetleri düşürmekte ve karar alma süreçlerini iyileştirmektedir. Özellikle e-ticaret sektöründe, sipariş yönetimi, envanter kontrolü ve lojistik gibi kritik süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesi için ERP sistemleri hayati bir rol oynamaktadır.
Kesintilerin Nedenleri ve Etkileri
ERP sistemlerindeki kesintiler, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Bunlar arasında teknik arızalar, yazılım güncellemeleri, siber saldırılar ve insan hataları bulunmaktadır. Bu tür kesintiler, şirketlerin operasyonlarını aksatmakta, siparişlerin işlenmesinde gecikmelere, müşteri memnuniyetsizliğine ve gelir kaybına yol açmaktadır. Ayrıca, kesintiler sırasında veri kaybı veya bozulması riski de bulunmaktadır.
Mali Kayıpların Hesaplanması
Birleşik Krallık'ta e-ticaret şirketlerinin ERP kesintileri nedeniyle günlük ortalama 26.000 sterlin kaybettiği belirtilmektedir. Bu rakam, şirketlerin büyüklüğüne, işlem hacmine ve kesintinin süresine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin, büyük ölçekli bir e-ticaret şirketi için bu maliyetler daha yüksek olabilirken, küçük ölçekli bir şirket için daha düşük seviyelerde olabilir.
Kesintilerin Önlenmesi İçin Alınabilecek Önlemler
Şirketlerin ERP kesintilerinden kaynaklanan mali kayıpları en aza indirmek için çeşitli önlemler alması gerekmektedir. Bunlar arasında:
Yedekleme ve Felaket Kurtarma Planları: Düzenli veri yedeklemeleri yapmak ve kapsamlı bir felaket kurtarma planı oluşturmak, kesinti durumlarında verilerin hızlı bir şekilde geri yüklenmesini sağlamaktadır.
Sistem Güncellemeleri ve Bakım: ERP yazılımlarının ve donanımlarının düzenli olarak güncellenmesi ve bakımı, teknik arızaların ve güvenlik açıklarının önlenmesine yardımcı olmaktadır.
Siber Güvenlik Önlemleri: Güçlü güvenlik duvarları, antivirüs yazılımları ve çalışanların siber güvenlik konusunda eğitilmesi, siber saldırı riskini azaltmaktadır.
Personel Eğitimi: Çalışanların ERP sistemlerini doğru ve etkin bir şekilde kullanmaları için düzenli eğitimler verilmesi, insan hatalarından kaynaklanan kesintileri azaltmaktadır.
Önemli Notlar
ERP kesintileri, Birleşik Krallık'taki e-ticaret şirketlerine günlük ortalama 26.000 sterlin maliyet oluşturmaktadır.
Kesintilerin nedenleri arasında teknik arızalar, yazılım güncellemeleri, siber saldırılar ve insan hataları bulunmaktadır.
Mali kayıpları en aza indirmek için yedekleme ve felaket kurtarma planları, düzenli sistem güncellemeleri, siber güvenlik önlemleri ve personel eğitimi gibi önlemler alınmalıdır.
ERP sistemleri, e-ticaret sektöründe sipariş yönetimi, envanter kontrolü ve lojistik gibi kritik süreçlerin etkin yönetimi için hayati öneme sahiptir.
Sonuç olarak, ERP sistemlerindeki kesintiler, e-ticaret şirketlerinin operasyonlarını olumsuz etkilemekte ve ciddi mali kayıplara yol açmaktadır. Şirketlerin bu tür kesintileri önlemek için proaktif önlemler alması, operasyonel verimliliği artırmakta ve müşteri memnuniyetini sağlamaktadır.
---

Shippers Conditions Index (SCI) Ağustos 2023'ten Bu Yana İkinci Kez Negatifte
FTR Transportation Intelligence tarafından yayınlanan Shippers Conditions Index (SCI), Ağustos 2023'ten bu yana ikinci kez negatif değere düşerek, Kasım 2024'te -0.9 olarak kaydedildi. Bu durum, göndericilerin karşılaştığı zorlukların arttığını ve piyasa koşullarının onlar için daha az elverişli hale geldiğini göstermekte.
Shippers Conditions Index (SCI), göndericilerin navlun maliyetleri, kapasite, yakıt fiyatları ve diğer ilgili faktörleri dikkate alarak piyasa koşullarını değerlendiren bir endekstir. Pozitif değerler, göndericiler için daha elverişli koşulları, negatif değerler ise daha zorlu koşulları işaret eder.
Ağustos 2023'te 2.9 olan endeks, Eylül ve Ekim aylarında sırasıyla 0.5 ve 0.3 olarak kaydedilmişti. Mayıs 2023'te 4.5 ve Haziran 2023'te 3.0 olan değerler, endeksin o dönemde daha olumlu olduğunu göstermekteydi.
Endeksin negatif bölgeye geçişi, göndericilerin karşılaştığı maliyetlerin ve operasyonel zorlukların arttığını göstermekte. Bu durum, özellikle navlun maliyetlerindeki artış, kapasite kısıtlamaları ve yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi faktörlerden kaynaklanmakta. Göndericiler, bu zorluklarla başa çıkmak için tedarik zinciri stratejilerini yeniden değerlendirmekte ve maliyetleri optimize etmek için yeni yöntemler aramakta.
FTR Transportation Intelligence analistleri, piyasa koşullarının önümüzdeki aylarda da dalgalı seyredeceğini ve göndericilerin bu duruma uyum sağlamaları gerektiğini belirtmekte. Özellikle, kapasite yönetimi ve maliyet kontrolü konularında daha proaktif yaklaşımlar benimsemeleri önerilmekte.
Önemli Notlar:
Shippers Conditions Index (SCI), Kasım 2024'te -0.9 olarak kaydedildi.
Endeksin negatif değeri, göndericilerin karşılaştığı zorlukların arttığını göstermekte.
Navlun maliyetleri, kapasite kısıtlamaları ve yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalar, bu duruma katkıda bulunan ana faktörler arasında yer almakta.
Göndericiler, tedarik zinciri stratejilerini yeniden değerlendirmekte ve maliyetleri optimize etmek için yeni yöntemler aramakta.
FTR Transportation Intelligence analistleri, piyasa koşullarının dalgalı seyretmeye devam edeceğini ve göndericilerin bu duruma uyum sağlamaları gerektiğini belirtmekte.
---

Avustralya Liman Operasyonları Çin Askeri Faaliyetleri Nedeniyle Baskı Altında
Avustralya liman operasyonları, Çin'in artan askeri faaliyetleri nedeniyle önemli bir baskı altına girmekte. Son dönemde, Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA)'nun Güney Çin Denizi'nde gerçekleştirdiği tatbikatlar ve askeri manevralar, bölgedeki deniz ticaret yollarını etkilemekte ve Avustralya'nın deniz taşımacılığı sektöründe endişelere yol açmakta.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA)'nun bu faaliyetleri, özellikle Malakka Boğazı ve çevresindeki stratejik geçiş noktalarında yoğunlaşmakta. Bu durum, Asya-Pasifik bölgesindeki ticaret akışını olumsuz yönde etkilemekte ve Avustralya limanlarına gelen ve giden gemilerin rotalarında gecikmelere neden olmakta. Australian Maritime Safety Authority (AMSA), bu gelişmeler karşısında denizcilik sektörüne yönelik uyarılar yayınlamakta ve gemi kaptanlarına alternatif rotalar değerlendirmelerini tavsiye etmekte.
Avustralya'nın en büyük limanlarından biri olan Port of Melbourne, son haftalarda konteyner trafiğinde belirgin bir düşüş yaşamakta. Liman yetkilileri, Çin'in askeri faaliyetlerinin bölgedeki deniz ticaretini aksattığını ve bu durumun liman operasyonlarını olumsuz etkilediğini belirtmekte. Benzer şekilde, Port of Sydney de ithalat ve ihracat hacimlerinde azalma bildirmekte.
Bu gelişmeler, Avustralya'nın ihracat sektörünü de etkilemekte. Özellikle tarım ürünleri, madenler ve enerji kaynaklarının deniz yoluyla taşınmasında gecikmeler yaşanmakta. Australian Trade and Investment Commission (Austrade), ihracatçıları mevcut durum hakkında bilgilendirmekte ve alternatif lojistik çözümler üzerinde çalışmakta.
Çin'in askeri faaliyetlerinin artması, küresel deniz ticaretinde de dalgalanmalara neden olmakta. International Chamber of Shipping (ICS), Güney Çin Denizi'ndeki güvenlik endişelerinin dünya genelindeki deniz taşımacılığı maliyetlerini artırabileceğini ve tedarik zincirlerinde aksamalara yol açabileceğini vurgulamakta.
Avustralya hükümeti, bölgedeki güvenlik durumunu yakından izlemekte ve müttefik ülkelerle işbirliği içinde hareket etmekte. Savunma Bakanlığı, Çin'in askeri faaliyetlerine karşı bölgedeki deniz güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almakta. Ayrıca, Department of Foreign Affairs and Trade (DFAT), diplomatik kanalları kullanarak gerilimin azaltılması için çaba göstermekte.
Deniz sigortası sektöründe de bu gelişmelerin etkileri hissedilmekte. Lloyd's of London, Güney Çin Denizi'nde artan riskler nedeniyle sigorta primlerinde artış olabileceğini ve bazı bölgelerin yüksek riskli olarak sınıflandırılabileceğini belirtmekte. Bu durum, deniz taşımacılığı maliyetlerini daha da yükseltebilir ve Avustralya'nın dış ticaretini olumsuz yönde etkileyebilir.
Liman işçileri ve denizcilik sektörü çalışanları da mevcut durumdan endişe duymakta. Maritime Union of Australia (MUA), üyelerinin güvenliği ve istihdam koşulları konusunda hükümetle görüşmeler yapmakta ve gerekli önlemlerin alınmasını talep etmekte.
Öte yandan, Çin'in askeri faaliyetlerinin bölgedeki diğer ülkelerin de deniz ticaretini etkilemesi, Asya-Pasifik bölgesinde ekonomik büyüme beklentilerini olumsuz yönde etkilemekte. Asian Development Bank (ADB), bölgedeki jeopolitik gerilimlerin ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturduğunu ve yatırımcı güvenini zayıflattığını raporlamakta.
Avustralya'nın deniz taşımacılığı sektöründe yaşanan bu zorluklar, iç piyasada da etkilerini göstermekte. İthalat ürünlerinde yaşanan gecikmeler ve maliyet artışları, tüketici fiyatlarında yükselişe neden olmakta ve enflasyonist baskıları artırmakta. Reserve Bank of Australia (RBA), bu gelişmeleri yakından izlemekte ve para politikası kararlarında dikkate almakta.
Sonuç olarak, Çin'in artan askeri faaliyetleri, Avustralya'nın liman operasyonları ve deniz taşımacılığı sektöründe ciddi baskılara yol açmakta. Bu durum, ülkenin ihracat ve ithalat süreçlerini, iç piyasadaki fiyatları ve genel ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkilemekte. Avustralya hükümeti ve ilgili kurumlar, bu zorlukların üstesinden gelmek için çeşitli stratejiler geliştirmekte ve uluslararası işbirliğini artırmakta.
Önemli Notlar:
Çin'in askeri faaliyetleri, Avustralya liman operasyonlarını olumsuz etkilemekte.
Malakka Boğazı ve çevresindeki stratejik geçiş noktalarındaki askeri hareketlilik, deniz ticaretinde gecikmelere yol açmakta.
Port of Melbourne ve Port of Sydney, konteyner trafiğinde düşüş bildirmekte.
Austrade, ihracatçılara alternatif lojistik çözümler sunmakta.
ICS, deniz taşımacılığı maliyetlerinde artış ve tedarik zincirlerinde aksama uyarısında bulunmakta.
---
!!! DUYURU !!!
ERP Nasıl Alınır? Kitabımız Google Play Book'da yayınlanmıştır.
https://www.sedatonat.com/erpnasilalinir Linki üzerinden ücretsiz olarak indirip okuyabilirsiniz.
Geri bildirimleriniz olursa bizleri mutlu edersiniz.
Şimdiden iyi okumalar dileriz.
Teşekkürler!
Değerli zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Sorularınızı ve/veya tavsiyelerinizi yorumlara yazarsanız, hızlıca dönüş yaparız.
Bu makale ilk olarak TedarikZinciriPortali.com adresinde yayınlanmıştır.
Her gün yeni bir Tedarik Zinciri Makalesi için, Tedarik Zinciri Makaleleri Linkedin Newsletter 'a üye olabilirsiniz.
Her hafta yeni bir Tedarik Zinciri Analizi için, Tedarik Zinciri Analizleri Linkedin Newsletter 'a üye olabilirsiniz.
TedarikZinciriPortali.com 'u ziyaret ederek, daha fazla Tedarik Zinciri Haberleri ve Makaleleri 'ne ulaşabilirsiniz.
Tedarik Zinciri Sözlüğü 'ne www.TedarikZinciriSozlugu.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Tedarik Zinciri Portalı Linkedin Grubu 'muza üye olarak bilgi ve tecrübelerinizi paylaşabilirsiniz.
Şimdiden teşekkür eder, iyi günler dileriz.
Comments